Sunuş

20. Olağan Genel Kurulumuzu yaptık

F. Şebnem Karagöl (EE'79)

Güncel

Bugün bir eşikteyiz…

Meral Güler (CHEM‘85)

ODTÜ'den Haberler

Gökkuşağı merdivenleri

ODTÜMİST'den Haberler

20. Olağan Genel Kurul

Yorum

ODTÜ’nün “Araştırma Parkı” Gündemi!

Nezih Yaşar (IE'82)

bi' Dünya ODTÜ'LÜ

ODTÜlüler, bi’ Dünya ODTÜLÜ 2021’de buluştu

Çevre

Müsilaj ve Kanal İstanbul

Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam - Doç. Dr. Çolpan Polat Beken

Güncel

Kadrajımdaki Müsilaj..!

Ateş Evirgen

Çevre

İklim değişikliği ve tarımsal üretimle etkileşimi

Oğuz Uslu (MM'81)

Söyleşi

Prof. Dr. Belma Baskett: Ne istiyorsanız kalbinizle yapın

Özay Yaşar (SOC’80)

Anma

Güntaç Özler Hocamızı kaybettik

Haluk Ağabeyoğlu (ECON’83)

Bir ODTÜ'lü

Serhan Güngör: Bizim kafamız özgürdü

Burstan Haberler

Burs vermek...

Zekai Akbay (CE’83), Harun Bayraktar (ME’98)

Mentorluk

Yenilikler, haberler, görüşler

Maraton

Maraton 2020 ve 1GDT 2021 Hedefleri

Burstan Haberler

Ahmet Acar Bursu & Köprü Çalışmaları

Fotoğraf Çalışma Grubu

Dünden Bugüne Bolivya

Cem Sarvan (MINE'89)

Gezi

Moğolistan ve İpek Yolu’nda Bir Kültür Yolculuğu

Ömer Yalçınkaya (ECON'85)

Edebiyat

Aile Mezarı

Mehmet Yakut (CHE'76)

Edebiyat

Çevirmeninden Müzikli Sunum

Yasemin Civelekoğlu (CHE’78)

Felsefe

ODTÜMİST Felsefe Kulübü Çalışmaları

Haber

Güneşin Patenti Olmaz

Mezunlardan

Ankara, Mersin, Bodrum'da genel kurullar yapıldı

ODTÜMİST'den Haberler

Söyleşi-Gezi-Etkinlik

Burstan Haberler

Destekçilerimiz

Künye

İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği Yayın Organı

Mart-Temmuz 2021 Sayısı

Bir ODTÜ'lü

Serhan Güngör: Bizim kafamız özgürdü


1992’de ODTÜ Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan Serhan Güngör, 25 yıldır profesyonel olarak turist rehberliği yapıyor. Oyuncu Meryl Streep, yazar Dan Brown ve daha birçok ünlüye İstanbul’u gezdiren Güngör, konusu Türkiye olan televizyon programları ve belgesellere danışman ve rehber olarak katkıda bulunmuş. Yurtdışında rastladığı Türkiye’ye dair mekan ve insan öykülerini #tarih dergisinde yayınlamış. Güngör’ün bu yazıları yakın zamanda 14 meslektaşının yazı ve fotoğraflarıyla buluşarak GEZGİNGÖZ kitabını oluşturmuş... Dergimiz okurlarını Serhan Güngör’ü daha yakından tanımak için söyleşimizi okumaya davet ediyoruz.
Serhan Güngör kimdir?

ODTÜ'lüyüm. 1969 yılında Ankara'da doğdum. 1992 yılından beri İstanbul'da yaşıyorum. Profesyonel turist rehberiyim. İlk defa bir turisti gezdirdiğimden beri 30 yıl, lisanslı olarak full-time bu işi yapmaya başladığımdan beri 25 yıl geçti. Halen Türkiye Turist Rehberleri Birliği yönetim kurulu üyesiyim. Eşim Boğaziçi'li ve o da profesyonel turist rehberi.

 

Neden ODTÜ?

Bebekken annem ve babam göbek kordonumu ODTÜ bahçesine gömmüşler (bu şaka değil!). Lakin bebeklikten ODTÜ'ye kayıt yaptırana kadar ben ODTÜ kapısından içeri hiç girmedim. 1986 yılında TED Ankara Koleji lisesini bitirip ODTÜ Fizik bölümüne girdim, çünkü herkes en tepeye ODTÜ yazılır diyordu. Tıp ve hukuk okumak isteyenler dışında neredeyse bütün sınıfımız ODTÜ'ye girdi. Matematiğim hep çok kötüydü. Fizik bölümüne büyük saygı duymakla birlikte ikinci senemde yapamayacağımı anlayıp tekrar sınava girdim ve Kamu Yönetimi (12 Eylül'den sonra bölümün isminden "Siyaset Bilimi" silinmişti) bölümüne 1988'de girdim. "ADM'92" olarak mezun oldum.

 

ODTÜ’de yaşam nasıldı?

Hayatımın geri kalanına şekil veren olağanüstü bir dönemdi. Herşeyden önce tarihsel bir geçiş ve dönüşüm döneminde okuduk. 12 Eylül 1980 sonrası Türkiye'nin 1990'ların başına uzanan siyasi ve ekonomik çalkantıları, Soğuk Savaş döneminde başladığımız Siyaset Bilimi bölümünü Sovyetler Birliği'nin çöküşü sonrası bitirmek... Herkesin kafası karışıktı. ODTÜ bu dönemde bize, hazır cevapları alma kolaycılığına düşmeyip, doğru soruları sormamızı öğretti. Aydınlandık. Bütün baskılara rağmen, üniversitede hocası, öğrencisi herkesin kafasının içi özgürdü. Fakülte binalarının girişinde çelik başlıklı, süngü takmış G-3'lü askerler vardı ama bizim kafamız özgürdü. 12 Eylül rejiminin baskısının hala sürdüğü o dönemki üniversite ortamının, düşünsel açıdan bugünün Türkiye'sine kıyasla çok daha özgür olduğunu söylemek isterim.

 

ODTÜ'de 4 yıl ODTÜ Oyuncuları'nda görev aldım. Okul içinde okul gibidir ODTÜ Tiyatro Topluluğu. Onun dışında dağcılık yaptım ve imkanımız elverdiği kadar Anadolu'nun antik şehirlerini gezdik arkadaşlarla. Müthiş yoğun ve zevkli bir kültür hayatının içindeydik. Tarih, sanat, şiir, arkeoloji, müzik, tiyatro ve aşk... O zaman herkes üniversite hayatını böyle yaşıyor zannediyorduk.

 

Okuldan sonra neler yaptınız?

1992'de mezun olunca iş aramak için İstanbul'a taşındım. İKSV'de ve yabancı şirketlerde çalıştım. Bir sene Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde yüksek lisans öğrencisi olarak okudum ama sonra bıraktım. Uzun ve maceralı bir askerlik yaptım. 1994 ve 1995'de Deniz Piyade Subayı olarak Foça ve Şırnak'ta operasyon timlerinde görev yaptım. Askerlik uzatılınca 6 ay Teğmen rütbesi taktım. Deniz Kuvvetleri ve Şırnak'taki tecrübelerim hayatımın ikinci bir okulu oldu. Askerlik sonrası Wal Mart Stores firmasının Türkiye'deki satın alma ofisi için çalıştım ve 15 ülkede fabrikalarda üretim standartları ve kalite sistemleri konusunda denetim yaptım.

 

Rehberlik yapma fikri nerden çıktı?
ODTÜ'de okurken Turizm Bakanlığı'nın rehberlik kursu açılmıştı ve ben bunu bir gün ile kaçırmıştım. Kursu bitirip rehber olan arkadaşlarımı çok kıskanmıştım. Hem tarih, arkeoloji, sanat tarihi öğreniyorlar, hem de eğitim gezisiyle bütün Anadolu'yu 45 günde geziyorlardı. 1991 yılında bir gün, Ankara'da acil İngilizce bilen şoför ihtiyacı olmuş, beni aradılar. Otomobilleri çok severim ve gençken de iyi bir sürücüydüm. Paldır küldür Amerikalı bir çiftle 10 gün tura çıktım şoför olarak; Ankara-Hattuşa-Amasya-Kapadokya rotasında. Buralara ilk kez gidiyordum ama sabahlara kadar okuyup dersimi çalıştım. O tur o kadar iyi geçti ve ben bir öğrenci olarak öyle çok para kazandım ki, başka bir şeye aklımı veremez oldum. Sürekli şoför/rehber olarak tura çıkmaya başladım. Rehberlik lisansım da yoktu ama beceriyordum bu işi. Okulda o döneme kadar 3 üzeri olan ortalamam, tur yaptığım dönemde 1 civarı gelince, bu rehberlik işini bırakıp mecburen kendimi derslere verdim. Ama turizm ve rehberlik virüsü bir kere bulaşmıştı bana. 1996'da şirket hayatını kaldıramayacağımı anlayıp, ani bir kararla son gününde bakanlığın rehberlik kursuna başvurdum ve hayatım değişti. 1997'de rehberlik lisansımı ("kokart") aldım ve o günden beri başka bir iş yapmadım. O yıldan bugüne İstanbul, tüm Türkiye ve 40'dan fazla ülkede Amerikalı, Avustralyalı, Kanadalı ve Türk gezginlerle tur yapıyorum.
 
Sultan Murad Türbesi-Kosova / Manastır (Bitola) Tren İstasyonu / Nazım'a bir kırmızı karanfil - Moskova / Mostar Köprüsü - Bosna Hersek
 
Rehberlik yaparken bir çok ünlüye de rehberlik yapma fırsatınız olmuş. Kimleri gezdirdiniz?

Çok sayıda devlet başkanı, başbakan, bakan, üst rütbeli komutan gibi devlet ricali gezdirdim ve hala gezdiriyorum. En unutamadığım misafirim ise büyük aktris Meryl Streep'tir. Eşi ve kızlarıyla üç gün İstanbul'u birlikte gezdik. Hatta Üsküdar'daki evime misafir oldular, kahve içtik. Yazar Dan Brown da üç günlük İstanbul turumuzdan sonra Inferno/Cehennem kitabını yazdı ve bir sürprizle beni kitapta bir karakter yaptı. Oyuncu Christopher Walken, soprano Diana Damrau da gezdirdiğim diğer aklıma gelen isimler...

 

Rehberliğin yanısıra TV programları da yaptınız. Bunlardan biraz bahseder misiniz?
İngilizce dilinden rehber olarak uzun yıllar Türkiye üzerine yapılmış televizyon programları ve belgesellere danışman ve rehber olarak katkı sundum. Ünlü BBC televizyon şefi ve yemek programları sunucusu Rick Stein ile Türkiye yemek kültürü üzerine iki ayrı belgeselde çalıştım. ARTE TV, History Channel, Discovery Channel gibi kanalların yapımlarında çalıştım. Kendi belgeselimi ilk 2017 yılında İz TV için yaptım. Kurtuluş Savaşı mekanlarını anlatan bu yapım hala İz TV'de gösteriliyor.
 
Ertuğrul Şehitliği - Japonya / İlber Ortaylı ile
 
Tarihe olan ilginiz nereden geliyor?

1970'lerdeki çocukluğum bana tarihi sevdirdi. Suat Yalaz'ın Karaoğlan çizgi romanlarının tamamını soluksuz okudum. O yıllarda yaygın olan ansiklopedi kültüründen çok şükür ben de nasibimi aldım ailem sayesinde. Tarihi ve doğal dokusunu kaybetmemiş 1970'lerin Türkiye'sinde, Antalya, Side gibi yerlerde tatil yapınca, tarihin gerçekten içinde yaşıyordunuz. "Biz, zamanların Anadolu'su"nun ıssız harabelerinde "kim varımış biz burda yoğiken?" sorusunu sorarak büyüdük. Tarihle bilimsel anlamda tanışmam ise ODTÜ'de oldu. ODTÜ'nün o muhteşem seçmeli ders sistemi içinde, ben biraz entelektüel bir dikbaşlılıkla muhasebe, finans gibi "işe yarar" dersler almayıp tarihle doldurdum o pembe formları. Eşsiz bir dönemde Ümit Hassan, İlber Ortaylı, Çağlar Keyder, Şevket Pamuk gibi tarihçilerin öğrencisi oldum. Erdal Küçükkömürcü, Lemi Bilgin ve Cüneyt Gökçer'den oyunculuk dersleri aldım. Ayşegül Yüksel'den iki dönem Tiyatro Tarihi dersi aldım. Şimdi geri dönüp bakıyorum, belki de o dönemde bazı alanlarda dünyanın en iyi üniversitesi ODTÜ olabilirmiş diyorum. Ne şanslıyım ki, üniversite lisans derslerinde öğrendiğim metot ve bilgilerin en az yarısını bugünkü mesleğimde aktif olarak kullanıyorum.

 

Boğaziçi Üniversitesi'nde tamamlayamadığım yüksek lisans derecemi, 2010 yılında İstanbul Üniversitesi'nden aldım. Tarihi coğrafya, askeri tarih ve tarihi savaş alanları çalıştım. Bu konularda yaptığım özel ilgi turları ile rehberlik mesleğimde bir uzmanlaşma da geliştirdim. 7 yıldır #tarih dergisine düzenli yazılar yazıyorum ve bu derginin yayın danışma kurulundayım.

 
Hamidiye Çarşısı ve Jüpiter Tapınağı - Şam / Timur'un Mozolesi - Semerkant
 
Tarihe olan bu ilginiz nedeniyle de bir kitap çıkardınız. Bize GEZGİNGÖZ’ü anlatır mısınız?
Profesyonel Turist Rehberi olarak Türk gezginlerle 25 yıldır yaptığım yurtdışı turlarımda ve kendi seyahatlerimde, her zaman gittiğim ülkede Türkiye tarihi ve Anadolu kültürüne dair izleri aradım. Bu arayışlar bana gittiğim ülkenin tarihinin yanısıra, kendi ülkemin geçmişine dair de çok şey öğretti. Turlarımda misafirlerimle bu bilgileri ve öyküleri paylaşınca bundan büyük keyif aldıklarını gördüm. Anadolu’nun eski çağlardan bugüne uzun tarihinin bugünkü Türkiye sınırları dışında bulunan izleri ve insan öyküleri, gittiğimiz ülkelerin şehir, müze ve mekanları ile aramızda ayrı bir bağ oluşturmamızı sağladı.
 

Kıymetli dostum, #tarih dergisi Genel Yayın Yönetmeni Gürsel Göncü, derginin 2014 yılında çıkan ilk sayısından itibaren dergiye bir köşe yazmamı istediğinde, aklıma Türkiye’ye dair yurtdışında izler taşıyan mekan, obje ve insanların öyküleri geldi; GEZGİNGÖZ böyle doğdu.

Bu kitap #tarih dergisinde yayınlanan yazılarım ve daha fazlasından oluşuyor. 42 ülkede, antik çağdan bugüne Türkiye tarihinin izlerini arıyor. Kitabın önsözünü değerli hocam Prof. Dr. İlber Ortaylı yazdı. Sunuşu Gürsel Göncü kaleme aldı. Kronik Yayınları, bu bol fotoğraflı kitabı çok özenle hazırladı.

Bu kitaptaki tüm yazılarım seyahat ettiğim, gittiğim ve şahsen gördüğüm yerler hakkındadır. Fotoğrafların çoğu bana aittir.

Bu kitap kuşkusuz yerküremizin her yerindeki Türkiye’ye dair bütün mekan, obje ve hikayeleri içermiyor. Yine de Türkiye mirasına dair yeni bir bakış açısı getireceğini umuyorum. Henüz gitmediğim ülkeleri veya seyahatimin üzerinden çok zaman geçmiş yerleri yazmalarını Profesyonel Turist Rehberi meslektaşlarım ve arkadaşlarımdan rica ettim. Bazı mekanları sırf onların kaleminden okumak için de onlardan yazmalarını istediğim yerler ve öyküler oldu. Meslektaşlarım da gittikleri, gördükleri yerleri yazdılar.

Bu kitap, 14 değerli rehber meslektaşımın yazıları, fotoğrafları ve katkıları ile zenginleşti. GEZGİNGÖZ'ün yolculuklarınıza ilham vermesini diliyorum.