Sunuş

20. Olağan Genel Kurulumuzu yaptık

F. Şebnem Karagöl (EE'79)

Güncel

Bugün bir eşikteyiz…

Meral Güler (CHEM‘85)

ODTÜ'den Haberler

Gökkuşağı merdivenleri

ODTÜMİST'den Haberler

20. Olağan Genel Kurul

Yorum

ODTÜ’nün “Araştırma Parkı” Gündemi!

Nezih Yaşar (IE'82)

bi' Dünya ODTÜ'LÜ

ODTÜlüler, bi’ Dünya ODTÜLÜ 2021’de buluştu

Çevre

Müsilaj ve Kanal İstanbul

Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam - Doç. Dr. Çolpan Polat Beken

Güncel

Kadrajımdaki Müsilaj..!

Ateş Evirgen

Çevre

İklim değişikliği ve tarımsal üretimle etkileşimi

Oğuz Uslu (MM'81)

Söyleşi

Prof. Dr. Belma Baskett: Ne istiyorsanız kalbinizle yapın

Özay Yaşar (SOC’80)

Anma

Güntaç Özler Hocamızı kaybettik

Haluk Ağabeyoğlu (ECON’83)

Bir ODTÜ'lü

Serhan Güngör: Bizim kafamız özgürdü

Burstan Haberler

Burs vermek...

Zekai Akbay (CE’83), Harun Bayraktar (ME’98)

Mentorluk

Yenilikler, haberler, görüşler

Maraton

Maraton 2020 ve 1GDT 2021 Hedefleri

Burstan Haberler

Ahmet Acar Bursu & Köprü Çalışmaları

Fotoğraf Çalışma Grubu

Dünden Bugüne Bolivya

Cem Sarvan (MINE'89)

Gezi

Moğolistan ve İpek Yolu’nda Bir Kültür Yolculuğu

Ömer Yalçınkaya (ECON'85)

Edebiyat

Aile Mezarı

Mehmet Yakut (CHE'76)

Edebiyat

Çevirmeninden Müzikli Sunum

Yasemin Civelekoğlu (CHE’78)

Felsefe

ODTÜMİST Felsefe Kulübü Çalışmaları

Haber

Güneşin Patenti Olmaz

Mezunlardan

Ankara, Mersin, Bodrum'da genel kurullar yapıldı

ODTÜMİST'den Haberler

Söyleşi-Gezi-Etkinlik

Burstan Haberler

Destekçilerimiz

Künye

İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği Yayın Organı

Mart-Temmuz 2021 Sayısı

Çevre

İklim değişikliği ve tarımsal üretimle etkileşimi

Oğuz Uslu (MM'81)

Küresel iklim değişikliği, insan etkisiyle atmosferde sera gazlarının konsantrasyonunun artması dolayısıyla doğal sera etkisinin artmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu artış sonucunda ise yeryüzü sıcaklığında yükselme gerçekleşmektedir. Hava sıcaklığında meydana gelen yükselmeler, dünya üzerinde iklimsel değişmelere yol açmaktadır. Tarım, iklimle doğrudan ilişkilidir ve öncelikle etkilenmektedir.. Yeryüzü sıcaklığının artmasıyla kuraklık, yağış miktarındaki ve şiddetindeki değişiklikler, buharlaşma sonucu sulama suyu hacmindeki azalmalar doğal koşullara birinci dereceden bağlı olan tarımsal üretim için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Tarım sektörü Türkiye için önemli bir gelir ve de istihdam kaynağıdır. Fakat yapılan araştırmalara göre; iklim değişikliği Türkiye’de tarımsal üretim miktarında önemli azalmalara yol açacaktır.

 

19. yüzyıla kadar doğal nedenler sonucunda oluşan iklim değişiklikleri daha sonra insanın da etkili olduğu bir sürece girmiştir. İklim değişikliği, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesi’nde (İDÇS), “Karşılaştırılabilir bir zaman periyodunda gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik” biçiminde tanımlanmaktadır.

 

Yeryüzünün % 33’ü tarım ve hayvancılık amacıyla kullanılmaktadır. 1970’den beri artan dünya nüfusu nedeniyle gıda üretiminin % 300 arttığı bilinmektedir ve bu süreçte karasal ekosistemler %75 oranında insanlar tarafından değiştirildi veya şekillendirildi.

 

Tarım alanlarının ve mera alanlarının azalmasına rağmen tarımsal üretimin yükselmesinin sebebi gübre ve tarım kimyasalları kullanılması nedeniyle olmaktadır. Bu durum çeşitli emisyonlara yol açması nedeniyle iyi bir durum olmadığı gibi biyolojik çeşitliliği etkilemektedir. Dünya üzerinde biyolojik çeşitliliği barındıran alanlar üzerinde tarım ve hayvancılık alanları artmaktadır.

 

Makinalı tarımda toprağı derin sürme nedeniyle, toprağın havayla teması ile karbondioksite dönüşmesi sonucunda ve bitki örtüsünün azalması ile toprakta karbon miktarı azalmaktadır. Bunun önemli sonucu ise toprağın su tutma kapasitesinin azalması ve kurak dönemlerde karbon miktarı yetersiz topraklar dirençsiz olmaktadır.

 

Günümüzde yapılan tarımın çevresel problemler üzerinde etkileşimleri oldukça fazladır. Biyolojik  çeşitlilik kaybının % 60’ı, su kullanımının % 70’i ve su kirliliğine etki eden azot ve fosforun % 86’sı ve % 98’i tarımsal nedenledir. İklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının %24’ü tarım ve hayvancılıkta üretilmektedir. Tarım alanlarının %65’i arazi tahribatı sorunları yaşamaktadır.

 

Tarımsal faaliyetler sonucunda sera gazları iklim değişikliğine yol açarken sıcaklık ve yağıştaki değişiklikler de tarımsal üretimin azalmasına yol açmaktadır. Öte yandan bu iklim değişikliği sadece tedrici olmamakta, ani ve aşırı kum fırtınaları, sel, dolu veya tarım zararlılarındaki artış gibi sonuçlara yol açmaktadır. Bu durum tarımda zarara yol açarken aslında zor bir iş olan çiftçilik daha da sıkıntılı hale gelmektedir. Çiçek aşamasında verilen zarar meyveyi engellemekte veya meyve aşamasındaysa rekolte düşmektedir.

 

Bu koşullarda sürdürülebilir tarım nasıl uygulanabilecektir? Kum fırtınalarının yanlış tarım yöntemleri sonucunda ortaya çıktığının tespiti üzerine önünü almak üzere 1930’larda Amerika’da korumalı tarım uygulanmıştır. Korumalı tarım esasen toprağı gereksiz yere çok derin sürmeden ve bitki örtüsünü muhafaza ederek tarım yapmaktır. Bir Fransız ekolü olan Agroekoloji ve Agroormancılık ise doğayla birlikte çalışmayı bir yaşam felsefesi ve üretim ahlakı olarak benimser; bu yaklaşım 1970’lerde popüler olmuştur. İklim değişikliklerinin daha belirgin ortaya çıktığı 2000’li yıllarda ise Gıda ve Tarım Örgütünün önderliğinde ekosistem tabanlı uyum, iklim dostu tarım veya onarıcı tarım uygulamalarına geçilmiştir. Farklı ifadeler olsa da anlatılan şey tarımın doğadan yararlanmasına rağmen doğaya verdiği zararı önlemektir. İklim değişikline uyum sağlamak istiyorsak doğayla birlikte çalışmayı ve onu korumayı öğrenmeliyiz.

 

Toprak üstü biyolojik çeşitlilik için kuşlar, arılar, böcekler ve kelebekler bitkilerin tozlaşmasında rol oynarlar ve tozlaşma nedeniyle bunların varlığına ihtiyaç vardır. Baykuş, kerkenez gibi yırtıcı kuşlar farelerle mücadele için gereklidir. Toprağın kendisi ve su ise zaten tarım için en temel öğelerdir. Toprak altı biyolojik çeşitlilik ise inanılmaz derecede karmaşıktır ve aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Bunlar arasındaki ilişkilerin tümünü henüz bilmiyoruz ama tarımda kullandığımız ilaçlarla çoğunu yok ediyoruz.

 

Bakteriler, Mantarlar, Nematod ve protoza gibi mikro ölçekli canlılar, Biyolojik ve kimyasal süreçler

(*) Dr Melike Kuş, ODTÜ Çevre Mühendisi

 

Bir dönüm sağlıklı bahçe toprağında:

1 kilograma yakın küçük memeli canlı

15 kg kadar protozoa (çeşitli tek hücreli canlılar)

100 kg solucan

100 kg eklembacaklı

100 kg yosun

250 kg bakteri

300 kg mantar

yaşadığı tahmin ediliyor.

 

Tarımda zararlılarla mücadele, toprakaltı biyolojik çeşitliliğe zarar vermeden doğal düşmanlar ile yapılmalıdır. Örneğin uğur böcekleri yaprak bitlerini tüketen ve bitkiye zarar vermeyen bir böcektir. Baykuş ve kerkenez biri gece diğeri gündüz fare avcısıdır ve bir baykuş ailesi yılda yaklaşık 1000 adet fare tüketir.

 

Toprağın yapısının korunması da tarım açısından çok önemlidir. Kil kum oranı organik madde oranı tarımsal verimlilik açısından önemlidir. İyi bir tarım toprağında organik madde oranı % 5’in altına düşmemelidir ama Türkiye topraklarında bu oran ortalama % 1 seviyesindedir. Toprağı daha az işleyerek rüzgar ve su erozyonuna karşı koruyabilir böylece organik madde miktarının arttırılarak su tutma kapasitesini artırır kurak mevsimlerden etkilenmesini azaltabilirsiniz. Toprağı az işleyen yöntemlerin başlıcası mibzer ile anız üzerine yapılan ekimlerdir. Tarım alanlarında rüzgar perdesi olarak rüzgar ağaç dikimi oldukça etkili olduğu gibi gün ortasında tarlada çalışan çiftçi için gölgelik sığınma alanıdır.

 

Yeni sulama yöntemleri kullanılması tarımda oldukça büyük tasarruf sağlayabilir. Suyun % 70’inin tarımda kullanıldığı ülkemizde hızla buharlaşacak sulama yöntemleri yerine doğrudan bitkinin köküne sulama yapılması gerekiyor. Fertigasyon denilen damlama sulamayla birlikte yapılan gübreleme, verimi etkin biçimde arttırmaktadır. Sprinkler sistemlerde buharlaşma kaybı olmaması için gece sulaması yapılmakta ve bu yöntem çiftçiler tarafından da giderek benimsenmektedir.

 

(1) ve (2) - Barbunya yetiştirciliğinde sprinkler ve damlama sulama kullanımı - Akçaova - Kocaeli

(3) Karpuz yetiştiriciliğinde damlama sulama uygulaması - Akçaova - Kocaeli

 

Tarım ve hayvancılığın bir arada yapılması örneğin meyve ağaçlarının altındaki otların hayvanlar tarafından tüketilmesi bir yandan hayvanları beslerken diğer yandan ağaçların altındaki otların çaba ve masraf yapmadan temizlenmesini sağlamaktadır. Mevsim dışı zamanlarda üzüm bağlarında örtü bitkileri ekilmesi toprağın nemini muhafaza eder ve organik yapısını güçlendirir. Tarlalar arasında bırakılacak çiçek şeritleri ise tozlaşmayı sağlayan arı ve diğer böceklerin yaşam alanı olmaktadır ve bu yöntemler Avrupa tarımında giderek yaygınlaşmaktadır. Su kenarlarında bitkilendirme ve ağaçlandırma çalışmaları zararlı kimyasalları filtre eden bir şerit oluşturur; dolayısıyla su kaynakları kirletilemez.

 

Özetle İklim değişikliğine uyum için tarımsal uygulamalar doğa dostu, arazi tahribatını önleyen, iklim dostu, maddi fayda ve işçilikte tasarruf sağlayan, uygulaması kolay ve ekonomik olmak zorundadır. Bu konularda www.dkm.org.tr’den daha geniş bilgi edinebilirsiniz.