2018’de ODTÜ Araştırma Parkı binasının yapımı bitmek üzereydi ve iki yönünü kapsayan çok fazla basamaklı merdivenlerini görünce “araştırmanın ne kadar zor olduğunu vurgulamayı amaçlayan” bir mimari müelliften kuşkulanmıştım. Sonuç olarak ODTÜ bu girişimi ile Teknokent öncülüğünün yanına, Türkiye için, bir de Araştırma Parkı öncülüğünü eklemiş olacaktı. Binanın yapıldığı dönem YÖK’ün bazı üniversiteleri araştırma üniversitesi olarak sınıflandırdığı bir dönemdi. ODTÜ bu kapsamdaki 11 üniversite arasında sayılmış ve YÖK tarafından 2017, 2018 ve 2019 yıllarında da en iyi araştırma üniversitesi olarak belirlenmişti. 

Araştırma sinerjisinin ortaya çıkması, kaynakların daha etkili kullanımı, daha geniş bir etki ve çekim alanının oluşmasının beklendiği anlaşılıyor. Birçok ülkede “araştırma parkları” açık bir biçimde, kamu ve özel şirketler ile sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilendirildiğinden bu durumun ODTÜ Araştırma Parkı için de geçerli olacağını kestirmek için kahin olmaya gerek yok.

“Araştırma Parkı”nın lider bir araştırma üniversitesine yakışan bir girişim olduğundan yana hiçbir kuşku yok. Fakat ODTÜ Araştırma Parkı’nın bu gidişle öncülüğünü yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da göz önüne almak gerekir. Bunun ipuçlarını Verşan Kök’ün son dört yılda yaptığı (daha doğrusu yayınladığı) Akademik Yıl Açılış konuşmalarından çıkarabilirsiniz. Bu konuşmalarda Araştırma Parkı’ndan söz edilen bölümleri herkes bulup çıkarabilir fakat bu sayfada biraz fazla yer kaplayacak olsa da ilgili bölümleri alt alta koymanın yararlı olacağını düşünüyorum:

Öncelikli olarak Üniversitemizle ilgili bazı önemli gelişmeleri de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi “ODTÜ Araştırma Parkı” binasının inşaatına 2015 yılının Eylül ayı itibarı ile başlandı. 22.600 m2 kapalı alana sahip araştırma parkı binası, araştırma merkezlerimizin ve disiplinler arası araştırma faaliyetlerimizin orta vadedeki mekân ihtiyaçlarını karşılayacak olup 2018 yılının son çeyreğinde hizmete girecektir.

www.metu.edu.tr /tr/duyuru/2017-2018-egitim-ogretim-yili-acilis-toreni (02/10/2017 - 17:42)

22.600 m2 kapalı alana sahip Araştırma Parkı binası, araştırma merkezlerimizin ve disiplinlerarası araştırma faaliyetlerimizin orta vadedeki mekân ihtiyaçlarını karşılayacak olup ilgili merkezlerin Araştırma Parkı’na yerleşmeleri Eylül 2019 tarihinden itibaren başlayacaktır.

basinda.metu.edu.tr /icerik/odtuden/50/odtude-yeni-akademik-yil-basladi (1 Ekim 2018)

Araştırma merkezlerimizin ve disiplinlerarası araştırma faaliyetlerimizin orta vadedeki mekân ihtiyaçlarını karşılamak üzere inşa edilen 22.660 m2 kullanım alanına sahip Araştırma Parkı Binası’nın birinci etabı bu yıl Şubat ayı içerisinde tamamlanmış olup, anılan projenin ikinci etap inşaatına Ağustos ayı içerisinde başlanmıştır. 2020 yılının Ocak ayı içerisinde tamamlanması beklenilen ikinci etap inşaatından sonra, Üniversitemizin 7 Araştırma Merkezi, Araştırma Parkı Binası’na taşınacaktır.

www.metu.edu.tr /tr/node?page=5 (23/09/2019 - 15:03)

Üniversitemiz bünyesindeki Uygulama ve Araştırma Merkezleri’nin artan mekân ihtiyaçlarının karşılanması ve faaliyetlerini daha etkili şekilde sürdürmeleri amacıyla inşa edilen Araştırma Parkı Binası; toplam 22.665 m2 kullanım alanına sahip olup, bünyesinde günün teknolojisine uygun laboratuvar ve araştırma alanları, çok amaçlı salonlar, toplantı odaları, fuaye ve sergi alanları barındırmaktadır. Yeni Araştırma Parkı Binamızın birinci bölümünü 2022 yılı içinde hizmete açacağız. 

www.metu.edu.tr /tr/duyuru/2020-2021-akademik-yili-acilisi (12/10/2020 - 17:58)

Başlangıçta 2017 yılında hizmete açılacağı öngörülen Araştırma Parkı önce 2018, sonra 2019, ardından 2020 başına ve son olarak da 2022 yılına ertelenmiştir. İlk Akademik Yıl Açılışını 2016 yılında yapan Verşan Kök’ün oradaki konuşması ODTÜ sitesinde bulunamıyor. 
 

Tüm bu işler böyle bir iktidar döneminde ve YÖK marifetiyle yapıldığından araştırma üniversitesi ve hatta en iyi araştırma üniversitesi olmanın ODTÜ’ye kazandırdıklarının tartışılmadan geçilmemesi gerekir. Tartışan tartışıyor, ODTÜ’nün de tartışması lazım. Bu yazının konusu olmadığından konunun bu boyutuna girmeden “Araştırma Parkı gündemi”ni toparlamaya kalkarsak ortada ciddi bir yönetim beceriksizliği olduğunu görebiliriz: 540 günlük işe yaklaşık 2000 gün daha eklemek belki beceriksizlikten de fazla bir şeydir. Ayrıca, bu noktada gözden kaçırılmaması gereken önemli bir yan da şudur: Araştırma Üniversiteleri lisans eğitiminden daha çok lisansüstü eğitime ağırlık vermesi kaçınılmaz olan kurumlardır. O nedenle, Araştırma Parkı’yla birlikte ODTÜ’de yüksek lisans ve doktora yapacak olanlarla araştırmacılar için daha iyi olanaklar sağlayan bir ortamın da düşünülmesi gerekir. 

Öte yandan, çok uzak olmayan bir gelecekte Araştırma Parkı’nın büyüme ve genişlemesi söz konusu olduğunda, eğitim birimleriyle Teknopark arasındaki sıkışmışlığının sorunlarıyla karşılaşılacağını da şimdiden bilmekte yarar var. Yoksa, ne yapıp edip Araştırma Parkı binasını, Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’nin arkasındaki vadinin başlangıcına mı yerleştirmek lazımmış? Güneyi gelişme bölgesi olurdu; bu arada Melih Gökçek’in 2017’de “yol kalkışması”yla tahrip ettiği bölge de kurtarılmış mı olurdu diye düşünmeden edemiyor insan... 

Özü şu: Neden katılımcı bir yönetim oluşturamadığımız —öğretim üyesi, araştırmacı, öğrenci, işçi ya da mezun kimliğimizle— hepimizin derdi olmalı.