Sunuş

"Zor günlerden geçiyoruz"

Yener Aydın (EE'76)

Maraton

8 Kasım’da bir günde dünyayı koşuyoruz

ODTÜMİST'den Haberler

ODTÜ Rektörüne

ODTÜMİST'den Haberler

Ulus ODTÜ Park

Ekonomi

Genç İşsizliği, İstihdam ve Lir Kuşları

Ali Rıza Güngen (ADM’03)

Uzaktan Eğitim

“Müzik değişince dans da değişir”

Prof. Dr. Soner Yıldırım

Anma

Prof. Dr. Ayten Coşkunoğlu Bear’ın Ardından

Prof. Dr. Gölge Seferoğlu

Anma

ODTÜ bir çınarını daha yitirdi

Prof. Dr. M.Volkan Atalay (EE'87)

Anma

Fahri Doğu........

Yaşar Morpınar (CHE’78)

bi' Dünya ODTÜ'LÜ

Tüm dünyadaki ODTÜ’lüler buluştu

Kitap

Hikayesini Arayan Gelecek

Bekir Ağırdır (MAN'79)

Edebiyat

Pascual Duarte ve Ailesi

Nükhet Tüzüner Tuncay

Edebiyat

Mürşid’in katmerli hikayesi

Müjde Alganer (MAN’93)

Fotoğraf Çalışma Grubu

Karantinayı kitaplaştırmak…

FÇG – Karantina Projesi Ekibi

Felsefe

Korona Günlerinde Felsefeye Devam

Gezi

Ilgaz’ın eteklerinde bir doğa ve kültür vahası

Gülsen Kırbaş

Mentorluk

Yeni bir başlangıç yapıyoruz

Burstan Haberler

Destekçilerimiz

ODTÜMİST'den Haberler

Söyleşi-Gezi-Etkinlik

Burstan Haberler

Salgın döneminde burs faaliyetlerimiz

Necmettin Oktay (76/OR-STAT)

Burstan Haberler

Burs İstatistikleri 2015-20

Anma

Prof. Dr. Ayten Coşkunoğlu Bear’ın Ardından

Prof. Dr. Gölge Seferoğlu

ODTÜ Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümünün kurucu başkanı olan, İngilizce Öğretmenliği lisans programında ve İngiliz Dili ve Edebiyatı yüksek lisans ve doktora programlarında uzun yıllar ders veren Prof. Dr. Ayten Coşkunoğlu Bear yaşama veda etti. Değerli hocamızın mesleği ve öğrencilerine yaklaşımını, Eğitim Fakültesi eski dekanı ve Yabancı Diller Eğitimi bölümü önceki bölüm başkanı Prof. Dr. Gölge Seferoğlu kaleme aldı.

 

 

Bir Cumhuriyet Kadını

 

Ayten Hoca için bir yazı yazmak büyük bir onur. Diğer taraftan da ona haksızlık yapmadan bir şeyleri eksik ya da yanlış yansıtmadan yazabilmek de büyük bir sorumluluk.

 

Çünkü Ayten Hoca’nın öğrencisi olmadım hiç. Hatta o emekli olmadan önce onunla aynı bölümde çalışma şansım da olmadı. Onun emekli olduğu 1998 yılında bölümde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. Onun bölümün kurucu başkanı olduğunu çok yıllar sonra öğrendim. Onun bölümün kurucusu olduğunu bu kadar geç öğrenmem Ayten Hoca'nın kişiliği ve değerleri ile ilgili çok önemli bir ipucuymuş, daha sonra anladım. Bu tür yöneticilik görevlerine hangi yolla ve ne niyetle geldiğinizi, o görevi sadece kurumun ve insanların iyiliği için mi yoksa başka nedenlerle mi yaptığınızı, hem görev sırasındaki hem de sonrasındaki tavırlarınız ele veriyor. Onunla yapılan bir röportajda yaptıklarını anlatırken kullandığı dil onun mütevazi kişiliğini ve yapılan işlerin kredisini sadece kendi üzerine almaktan nasıl kaçındığını çok güzel yansıtıyor:

 

“Başka hiçbir üniversitenin Yabancı Diller Eğitimi Bölümünde İngiliz Edebiyatı alanında yüksek lisans ve doktora programları olmadığı halde hem Rektörümüzün, hem Dekanımızın, hem de Enstitü Müdürünün olumlu tutumları sayesinde her iki lisansüstü edebiyat programımız kabul edildi. Bu programlar hâlâ devam etmektedir.

 

Beşeri İlimler Bölümünde ilk edebiyat derslerini vermek bana nasip oldu ve kurucu Bölüm Başkanı olarak bölümün gelişmesine elimden geldiği kadar katkıda bulunmaya çalıştım.“

 

Ayten Hoca Fulbright bursu ile 1958 yılında Amerika’ya gidip yüksek lisans derecesi aldıktan sonra 1961 yılında ODTÜ’de çalışmaya başlamış, ODTÜ’de Hazırlık Biriminin kurulmasına çok önemli katkıları olmuş. O yıllarda henüz dersleri kampusta değil, TBMM’nin arkasında gri barakalarda yapıyorlarmış. Ayten Hoca daha sonra Beşeri Bilimler Bölümüne geçerek bütün fakültelerin birinci sınıf öğrencilerinin aldığı İngilizce derslerini vermeye başlamış. Ardından da 1982 yılında kurulan Yabancı Diller Eğitimi Bölümünün kurucu başkanlığını 1989 yılına kadar yürütmüş.

 

Ayten Hoca bir röportajında o günleri şöyle anlatıyor:

 

“ODTÜ’nün ilk zamanlarında bizler, ben ve diğer hocalar, hepimiz çok hevesliydik böyle yeni bir öğretim kurumunda çalıştığımız için. Yerleşkeyi ağaçlarla donattık, alabildiğine bir özgürlük vardı. ODTÜ ruhu bu! Rektör Kemal Kurdaş bizleri tanırdı ve önemserdi.”

 

Doktora derecesini alınca Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Cemal Yıldırım “Siz madem doktoranızı aldınız; artık freshman İngilizcesi vermeyin, bütün üniversiteye açık seçmeli edebiyat dersleri verin” dedi. Bu üniversitenin geleneğinde hangi alanda çalışırsa çalışsınlar, öğrenciler non-technical dersler alırlardı. O zamana kadar Beşeri İlimler Bölümünde verilen seçmeli dersler olarak felsefe, ve tarih dersleri vardı. İlk edebiyat derslerini ben başlatmış oldum.

 

Biz Mühendislik, Mimarlık, İdari Bilimler Fakültesi öğrencileriyle 20. yüzyılın felsefî, toplumsal ve psikolojik boyutları olan, örneğin, Camus, Sartre, Kafka, Saul Bellow, Virginia Woolf, James Joyce gibi yazarların eserlerini tartışırdık. Çok zevkli geçerdi derslerimiz. … Bu öğrencilerle çok iyi çalışmalar yaptık. Şiirler, hikâyeler yazar dergi çıkarırlardı. Çok güzel, çok doyurucu çalışmalarımız olmuştur o dönemlerde."

 


Ayten Hoca gücünü yöneticilik görevlerinden ya da kurum için yaptıklarından alan birisi değildi. O gücünü alçak gönüllüğünden, herkese aynı insancıl duygularla, samimiyetle yaklaşımından, alanındaki engin bilgisinden ve yaşam deneyiminden alırdı. Sezar’ın hakkını Sezar’a verirdi. İşine gelince birisiyle yakınlaşıp işine gelmeyince onun arkasından konuşmazdı. Doğru bildiğini eğilip bükülmeden söylerdi, son derece şeffaf, ilkeli ve mert bir insandı. Onun yaşama karşı duruşundan çok şey öğrendim. Her sohbetimizde farkında bile olmadan beni sorgulamaya, düşünmeye iter, farklı bakış açılarını görmemi sağlardı.

 

Emekli olduktan sonra Ayten Hoca bölüme ancak haftada bir gün ders vermeye gelirdi. O gün ne kadar görebilirsem onu bir çay kahve arasında o kadar. Onunla birlikte geçirdiğimiz zaman oldukça kısıtlıydı. Üstelik akademik çalışma alanı olarak da farklı alanlardaydık. Buna rağmen beni bu kadar etkilediyse öğrencilerine ne kadar katkısı olmuştur kimbilir. Bu katkıyı ölçemiyoruz, biçemiyoruz, elimize alıp tartamıyoruz ama öğrencileri ve meslektaşları onu hep minnetle ve sitayişle anıyorlar. Ayten Hoca hem çalışma aşkı, hem öğrencilere yaklaşımı, hem de bölümümüzün çok kıymetli hocası eşi Joshua Hoca ile ilişkisi ve aşkı ile öğrencilerimize ve hepimize ilham kaynağı oldu yıllardır. Öğrencilerimiz hep gıpta ile bakarlar Ayten ve Joshua Hocaya.

 

 

Ayten Hoca aslında hiç emekli olmadı. Bir süredir ona sıkıntı veren sağlığıyla ilgili olumsuz durumlar dahi onun ders vermekten, öğrencileri ile akademik sohbetler ve toplantılar yapmaktan vazgeçirmedi. Yaş haddinden emekli olduğu 1998 yılından 2018 yılına kadar bölümde ders vermeye, öğrenci ve akademisyen yetiştirmeye aynı tutku ve heyecanla devam etti.

 

İngilizce Öğretmenliği lisans programında ve İngiliz Dili ve Edebiyatı yüksek lisans ve doktora programlarında verdiği dersler ile Ayten Hoca, öğrencilerimizin çok ayrıcalıklı bir entelektüel donanımla yetişmelerine ve gittikleri yerlerde, yaptıkları işlerde çevrelerini aydınlatmalarına eşsiz katkılar sağladı. Yetiştirdiği öğrenciler ve akademisyenler ile arkasında çok nitelikli, çok donanımlı, derinlemesine düşünen, sorgulayan çok kıymetli kocaman bir insan mirası bıraktı.

 

Ayten Hoca'nın gözlerinde her zaman çocuksu bir ışıltı, bir heyecan vardı. ODTÜ’nün 60. Yılı kapsamında onunla yaptığımız röportajda Ayten Hoca’nın genç akademisyenlere en önemli tavsiyesi yaptıkları işi sevmeleriydi. "Eğer akademik alanda başarılı olmak istiyorsanız zamanınızın çoğunu araştırmaya ve okumaya ayıracaksınız" diyor Ayten Hoca. Ayten Hoca'nın genç akademisyenlere ikinci tavsiyesi de öğrencilere anlayışla yaklaşmak.

 

 

ODTÜ’de sadece İngilizce Öğretmenliği ve İngiliz Edebiyatı yüksek lisans ve doktora programlarındaki öğrencilerin değil, yıllarca verdiği seçmeli edebiyat derslerini alan Mimarlık, Mühendislik ve İdari Bilimler Fakültelerinden binlerce öğrencinin ve aslında onunla kısacık dahi olsa zaman geçiren sayısız kişinin hayatına dokunmuş, yeri dolmayacak nezaket ve zarafet timsali bir insandı Ayten Hoca. Tam bir Cumhuriyet kadınıydı.

 

Size minnettarım Sevgili Ayten Hocam … Arkanızda bıraktığınız eşsiz insan mirası, hepimiz minnettarız…

 

Huzur içinde, ışıklar içinde uyuyun...