Sunuş

Mentorluk programımıza uluslararası akreditasyon

Hüray Böke (MAN’82)

Anma

Ömer Saatçioğlu’na

Ahmet Asena (IE'78)

Anma

İnsan Mühendisi Bir Hoca Rona Aybay'ın Ardından

Selami Gedik (MAN'75/76)

Ekonomi

Kur Korumalı Mevduat - Rakamsal Bir Analiz

Uğur Ayken (MM'76)

İçimizden Biri

ECS Başkanı Prof. Dr. Turgut M. Gür (CHE'66) ile Söyleşi

Ömer Kaymakçalan (CHE'67)

Bir ODTÜ'lü

Nazmi Civil (ME'92): "En önemli sorumluluğum genç liderler yetiştirmek"

Mentorluk

Altın Madalyaya Giden Yolun Öyküsü

Hüray Böke (MAN’82)

Kampüsten

TÜÖBİK - ODTÜ Öğrencilerine Dair Araştırma Sunumu

Yaren Küçükkör (ECON 2. Sınıf)

Burstan Haberler

MAN'80 Mezunları Burs Fonları

Söyleşi

Ebru Ataca ile Okul Destek Derneği üzerine

Anı

ODTÜ Uluslararası Bahar Şenlikleri

Hasan Reyhanoğlu (EE'99)

Çevre

Validebağ'da ranta karşı nöbetin yıldönümü

Arif Belgin

Edebiyat

Marielle

Zeynep Sert (ECON'83)

Künye

İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği Yayın Organı

Temmuz 2022 sayısı

Bir ODTÜ'lü

Nazmi Civil (ME'92): "En önemli sorumluluğum genç liderler yetiştirmek"


ODTÜMİST Mentorluk Programları Altın Sponsoru Haribo’nun Uçtan Uca Tedarik Zinciri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Civil (ME '92), profesyonel kariyeri ve özel ilgi alanları ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

 

Haribo nasıl bir yer? Haribo'da çalışmak nasıl? Sizin rolünüzü anlatır mısınız?

HARIBO “Çocuk ya da Büyük Ol, Haribo’yla Mutlu Ol” vizyonuyla faaliyetlerine yön veren bir şirket. Son derece odaklı, uzun vadeli kararlar alan, kaliteden asla taviz vermeyen global bir şirket. Bir tam yüzyıldan daha uzun tarihi var.

 

Ben HARIBO ailesine 2020 yılında katıldım. Pandeminin tam ortasında geldim aslında. İş değiştirmek için en ideal zaman değilmiş şimdi düşündüğümde, çünkü ben sosyal ortamlardan beslenen, çalışma arkadaşlarıyla formal toplantıların yanı sıra sosyal ortamlarda da vakit geçirip hem çalışıp hem eğlenmeyi seven bir yapıya sahibim. Pandemi döneminde bir araya gelmek mümkün olmadığı için, çalışma arkadaşlarımı tanımam zaman aldı.

 

Ben şirkette Genel Müdür olarak çalışıyorum ve aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesiyim. Rolümün kapsamında, uçtan uca tedarik zinciri ve fonksiyonları var.

 

İş hayatınızda en eğlendiğiniz, coşku ile çalıştığınız dönemi anlatır mısınız, neler size bunu hissettirmişti?
2004-2010 yılları arasında, Kent Gıda’nın hisselerini satın alan, İngiltere menşeli  Cadbury şirketinde Operasyon Direktörü olarak çalıştım. Şirketin temelleri sağlam bir aile şirketinden, global bir şirkete dönüşümüne şahitlik ettim. Türkiye’deki fabrikamız, tüm Cadbury için stratejik üretim üssü olarak seçilmişti. O dönem içerisinde büyümenin de verdiği keyifle çok güçlü bir organizasyon yapısı oluşturduk. Farklı şirketlerden gelen, potansiyeli yüksek, aynı zamanda ekip ruhu ve karşılıklı güven ile çalışan arkadaşlarımızla işimizi büyütürken hem çok eğlendik hem çok çalıştık hem de çok takdir topladık. O arkadaşlarımızın hepsi şu anda çok iyi şirketlerde üst düzey pozisyonlarda çalışıyorlar.

 

Buradan hareket ile, üniversite ve meslek seçimi ile ilgili olarak genç arkadaşlarımıza neler söylemek istersiniz? ODTÜ mezunu olmanın hayatlarına katkıları neler olacaktır?

ODTÜ mezunu olduklarında, aldıkları eğitim ile sürekli sorgulayan, karşılaştıkları zorlukları aşmanın yollarını yaratıcı bir şekilde bulan, stres altında çalışabilen (özellikle Makine Mühendisliğinde okuyan arkadaşlar stres deyince beni daha iyi anlayacaktır 😊), dayanıklı bireyler olarak yetişmiş olacaklar. Bu yetkinlikler, onları avantajlı konuma getirecek. Ancak bu yetkinliklerini iyi kullanmaları, kişisel gelişimlerine yatırım yapmaya devam etmeleri, dünya insanı olmak için farklı kültürleri anlamaları çok önemli. Yani, ODTÜ mezunu olduklarında çok iyi bir temelle mezun olacaklar, ama iş hayatında da kişisel gelişime, kendini keşfetmeye, gelecekle ilgili hayaller kurup, hayallerinin peşinde koşmaya devam.

 

Bu vesileyle bir hayalimden ve bu hayalimle ilgili ne yaptığımdan da kısaca bahsedeyim: Ben ODTÜ’den mezun olduğumda akademisyen olmaya karar vermiştim ve araştırma görevlisi olarak Akışkanlar Mekaniği laboratuvarında çalışmaya başladım. Yüksek lisans bitti, doktoraya başladım, ama doktoranın ortasında akademisyenlikten ayrılıp, endüstriye geçmeye karar verdim. Ancak bitiremediğim doktoram hep yarım kalan bir hikaye gibi hissettirdi bana. Şu anda doktora çalışmamı tamamladım ve birkaç hafta içerisinde tez savunması için jüri karşısına çıkacağım. Umarım sizler bu hikayeyi okuduğunuzda doktora derecesini almış olurum

 

Müziğe ilginizi biliyoruz, biraz anlatabilir misiniz, nasıl başladı, bu konuda neler yapıyorsunuz? Müzik ile uğraşırken hayatınız nasıl zenginleşiyor? Genel anlamda da bu şekilde özel ilgi alanlarına sahip olmanın, sosyal hayatın içinde olmanın, kişinin kendisine ve çevresine katkıları sizce neler?
Aslında müziğe olan ilgim amatör seviyede. Çocukluğumdan beri şarkı söylemeyi seviyorum. Okul korolarında hem korist, hem de solist olarak görev aldım. Esasen Türk Sanat Müziği hayranıyım ve genellikle bu tür şarkıları söylemeyi seviyorum. Ses eğitimi için şan dersleri aldım. Ud çalmayı çok istedim ama bu hayalimi gerçekleştirmek için adım atmadım. Belki de pişmanlıklarımdan biridir bu. Doktora için yaptığım mücadeleyi, müzik için yapmadım aslında. Bahsettiğim gibi, okul korolarında şarkı söylemiş olmama rağmen, sosyal ortamlarda sahnede şarkı söylememiştim. Şöyle başladı sahne tecrübesi aslında: Askere gitmeden önce, çalışma arkadaşlarım beni gayet iyi fasıl yapan bir restorana yemeğe götürdüler. İlerleyen saatlerde benim de şarkı söylememi istediler. Ben de Münir Nurettin Selçuk’un “Dönülmez Akşamın Ufkundayız” şarkısını söyledim. Tüm restoran alkış kıyamet. Hiç unutmuyorum, benden sonra solist arkadaş vites yükseltip, “Makber” şarkısını okumuştu. Amatörce, bir hobi olarak hala uğraşıyorum müzikle.

 

 

Profesyonel/özel hayatınızın bundan sonrası için planlarınızı ve hayallerinizi merak ediyoruz, anlatabilir misiniz?
Çalışma hayatımda yapmak istediklerimin çoğunu yaptım. Aynı enerjiyle çalışmaya devam ediyorum. En önemli sorumluluğumun genç liderler yetiştirmek, gençlere arzu ettikleri ölçüde koçluk, mentorluk etmek olduğunu düşünüyorum. Çeşitli konferanslarda, üniversite toplantılarında deneyimlerimi genç kuşaklarla paylaşmaktan, hatta tartışmaktan çok keyif alıyorum. Özellikle doktora derecesini de aldıktan sonra, akademik ünvanı da olan bir hoca olarak üniversitelerde tedarik zinciri konularında ders vermek istiyorum. Teoriyle beslenmiş pratik tecrübelerimi aktarmayı planlıyorum. Çok keyif alıyorum gençlerle etkileşim halinde olmaktan ve tartışmaktan. 

 

Önümüzdeki dönem ODTÜMİST Mentorluk programında, Mentor olarak sizi de aramızda görmek isteriz, siz de ister misiniz?
Memnuniyetle. Hem ODTÜ’ye, hem bu topraklara, hem de genç arkadaşlara borcumuz var. Bunu biraz da olsa ödemek için Mentorluk programı vesile olursa gurur duyarım. Çok teşekkür ederim.